Ticaret Hukuku
Mal, hizmet ve iletişim üreticilerinin üretim süreçlerinden başlamak üzere tüketicilerine ulaşana kadar ilerleyen ticari süreçlerde, her bir aşama arasında değişime aracılık eden sağlayıcıların (provider) yürüttüğü hukuki ve ekonomik faaliyetlerin bütününü “ticaret” olarak değerlendirebiliriz. Bu değerlendirmeye dayanarak, Ticaret Hukuku, özetle, üretim, aracılık ve tüketime yönelik ticari faaliyetleri ve aktörlerin içinde bulunduğu hukuki durum ve statüleri düzenleyen hukuk dalı olarak ifade edilebilir.
Ticaret hukuku, yaygınlıkla özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri arasındaki hukuki ilişkiler temelinde gelişse de günümüzdeki sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişim ve değişimler, devletlerin ve kurumların da ticari hayattaki varlığını zorunlu kıldığından, ticaret hukukunun devlet ve devlet kurumları ile bireyler arasındaki ilişkileri ve hukuki ve cezai konuları ilgilendiren yönlerinden de söz edilebilir.
Ticari uyuşmazlıklar, tarafların iradeleri de göz önünde bulundurularak, Ticaret Mahkemeleri ile daha özel nitelikteki uyuşmazlıklarda yargılama işlevini üstlenen Fikri ve Sınai Haklar Hukuk ve Ceza Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemelerinin kurulu bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri dışında, Tahkim yargılaması kapsamında hakemler aracılığı ile de çözümlenebilmektedir. Aşağıda belirtilen (TTK m. 4’te sayılan) ve diğer kanunlarda öngörülen ve konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davaları ile iflas davası niteliğinde olan ticari davalar, TTK m. 5/A uyarınca zorunlu arabuluculuğa tabidir.
Ticaret Hukuku ile ilişkili temel dava türleri, yargılama usulleri ve deneyimlerimiz
Ticari davalar, doktrinde yer alan ayrıma göre;
- Mutlak ticari davalar ve
- Nispi ticari davalar olmak üzere iki başlık altında incelenebilmektedir.
Konularına göre ticari davalar ayrıca;
- Rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşan gerçek ve/veya tüzel kişilerin tarafı olduğu uyuşmazlıklar,
- Malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi,
- Rekabet yasağının ihlali,
- Yayın sözleşmesini düzenleyen TTK hükümlerine aykırılık,
- Kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen TTK hükümlerine aykırılık,
- Komisyon sözleşmesi ve sözleşmesel yükümlülüklere aykırılık,
- Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülen yükümlülüklere aykırılık,
- Saklama sözleşmelerinin ihlali,
- Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerin ihlali,
- Bankalar, diğer kredi kuruluşları, finansal kurumlara yönelik yasal düzenlemelerin ihlali
- Ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelere aykırılık,
konularına ilişkin olarak ortaya çıkmaktadır.
Fikrî mülkiyet hukukuna dair dava ve çekişmesiz yargı işleri de ticari dava niteliğini haizdir.
Kooperatiflere ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklanan dava ve çekişmesiz yargı işleri de ticari davalardandır.
Belirtilen konular dışında, TTK’da düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların sıfatına, uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın, ticari sayılır.
Bununla birlikte, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilen uyuşmazlıklar, ticari dava olup olmadığı ve tarafların tacir niteliğini taşıyıp taşımadığı, işin ticari işletmeye ilişkin olup olmadığı gibi hususlar gözetilerek, Tüketici işlemi olup olmamasına göre farklı bir yargılama sürecine tabi tutulabilmektedir. Bu hususta detaylı bilgi almak için tarafımızla iletişime geçebilirsiniz.
Ticaret Hukukunun önemli bir bölümünü oluşturan Ortaklıklar Hukuku, ayrı bir başlık altında incelenecektir.